RESİM DERSİNİN SINIF İÇİ UYGULAMA İLKELERİ:
Resim-iş eğitimi, yaratıcılık gelişmelerine yöneliktir. Bunu sağlamada öğretmenin sınıf içindeki yaklaşımı, etkinlikleri önemlidir.
Öğretmen bu yaklaşımını bir takım ilkelere dayalı olarak biçimlendirerek etkili bir resim-iş eğitimi gerçekleştirebilir. Bu ilkeler;
• Öğrencilerin mümkün olduğunca özgün ve bağımsız olarak çalışabilmesi sağlanmalıdır.
• Düzeltmeler çizerek gösterilmemeli, örnekten bakarak çizdirme yaptırılmalıdır. Çünkü bunlar, yaratıcılığı öldürür.
• Öğrenci kopya ve yapmacılıktan uzak, özgün çalışmalara her şeyden çok değer verildiğine inandırılmalıdır.
• Öğrencinin kendi malı olmayan, başka yerden aktarma, gösteriş heveslisi çalışmalar kabul edilmemelidir.
• Öğrencinin tutukluk ve çekingenlikten kurtulmasına yardımcı olunmalıdır.
• Öğrencinin, çalışma sevincini kırıcı, tutucu, görsel anlatım biçiminin katılaşmasına neden olacak kuru disiplinden sakınılmalıdır.
• Eğitsel önlem ve yöntemlerde, seviyeyi zorlayıcı davranışlara yöneltilmemelidir. Örnek olarak; çizgi dönemini aşmamış bir çocuğun
bacakları ya da kolları yüzey olarak çizebilmesi için ona “Bacak çizgi gibi olmaz, kalın olmalıdır.” demek yerine, kalın fırça kullandırmak
ya da kağıt parçalarıyla ve şeritleriyle çalıştırmak daha iyi sonuçlar verir.
• Yaratıcılığı geliştirici alıştırmalar yaptırmak amacıyla araç-gereç kullanmada çeşitliliğe önem verilmelidir.
• Konular bir öykü anlayışı içerisinde belirgin ayırıcı özellikleri vurgulayarak verilmelidir : “Karların bembeyaz örttüğü tepelerden,
kırmızı başlıklı, sarı ceketli, mavi çizmeli, yeşil eldivenli izciler şarkı söyleye söyleye geliyorlardı.”gibi.
• Tasarım çalışmalarının dışında cetvel ve pergel gibi araçların kullanılmasına izin verilmemelidir.
RESİM-İŞ EĞİTİMİNDE EĞİTİM DURUMLARI
Resim-iş kavramı, iki ve üç boyutlu çalışmaları içeren bir kavramdır. İki boyutlu çalışmalar; resimle ilgili çalışmaları, üç boyutlu
çalışmalarda; heykel, kabartma, tasarım çalışmalarını anlatır. Resim-iş’teki iş, üç boyutlu çalışmaları yansıtır. Bu kavramın iş eğitimi
ve iş eğitimindeki iş kavramı ile anlam olarak ilişkisi yoktur.Sanat eğitimcilerine göre, yaratıcılığa dayanmayan hiçbir çalışma resim-iş
eğitimiyle aynı anlamı taşıyan sanat eğitimi etkinliği sayılmaz. Söz gelimi, çocuğun hazır bir modeli aynı biçimde yeniden yapması
yaratıcılık değildir.
Resim İş Eğitiminin Kapsamı:
Resim-iş eğitimine temel oluşturan başlıca alanları şöyle belirtebiliriz.
İKİ BOYUTLU ÇALIŞMALAR (ÇİZGİSEL VE RENKLİ)
• Çizgisel çalışmalar, çocuğun yaşına, çevre imkanlarına ve gelişim düzeyine göre her sınıfta yer verilmelidir. Bu çalışmalar için
yumuşak kurşun kalemler, grafik çubuklar, füzen, mum ve pastel kalemler, renkli tebeşirler, kazıma uçları ve benzeri gereçler kullanılabilir.
Ayrıca baskı tekniklerinden de yararlanarak çizgisel çalışmalar yaptırılabilir. Ancak çizgisel çalışmaların ağırlığını baskı teknikleri değil,
çizmeye dayanan teknikler oluşturmalıdır.
• Renkli çalışmalar, gerek ruhsal evrenin, dışa vurulması ve yaratıcılığın ortaya çıkması, gerekse derslerde çeşitliliğin sağlanması
ve çocuğun ilgisini canlı tutması için renkli çalışmalar dersin vazgeçilmez etkinliklerini oluşturur.
ÜÇ BOYUTLU ÇALIŞMALAR (MODELAJ, HEYKEL, TASARIM)
• Çocuk nesneleri, tanıdığı oranda onları üç boyut içerisinde algılar
• Modelaj ve heykel çalışmaları: Yoğrulabilen kil, plastilin, tuz seramiği, kağıt hamuru gibi gereçlerle yapılır.
• Tasarım çalışmaları: Tasarım çalışmaları deyince, çocukların seviyelerine göre, park, bahçe, anıt, çevre düzenlemesi anlamındaki
tasarımlardan oyuncak tasarımına kadar, çocukların yaratıcı güçlerini ortaya dökebildikleri her türlü işe yarayan özgün etkinlikler akla
gelmelidir.
ESER İNCELEMELERİ
İlköğretim döneminde, öğrencilerin ilgisine, seviyesine ve çevre imkanlarına göre; müzelerden, sergilerden ve öteki sanat etkinliklerinden
yararlanabilmesi sağlanmalı. En azından her sınıfta yerli ve yabancı, önemli birkaç sanatçının çocuklarca ilginç bulunabilecek birer eseri
tanıtmalıdır. Bu konuda kitaplardan, röprodükşiyonlardan (tıpkı basım), saydamlardan, kartpostallardan, afişlerden, film ve video
bantlarından yararlanılabilir.
Not : Bu tür kaynaklar, illerde bulunan Eğitim Araçları Merkezlerinden sağlanabilir.
İlköğretim okullarında uygulanabilecek eğitim durumları, çocukların gelişim süreçleri paralelinde sınıf seviyesine göre olmalıdır.
Birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarda genellikle çocuğun yakın çevresiyle ilgili somut olaylara ve nesnelere, çocuksu düşünce öğelerinin de
karşılaştırıldığı konulara yer verilmesi uygun olur. Sözgelimi; okul, aile, ev ve hayvanların hayatıyla (masallardan, fable) ilgili durumları,
eğlenceleri, bayramları, masalları ve oyunları çocuğun düşsel evrenine uygun öğelerle zenginleştirerek çocuklara ilginç gelecek konular
şeklinde verilebilir. Örnek olarak okulumuz, evimiz, ailemiz, evimizdeki hayvanlar, mevsimler, çevremiz, bayramlar ve eğlenceler, uçurtmalar,
öyküler, masallar, bilim ve teknik evreni , robotlar, uzay araçları, kazalar, savaş, barış, açlık vb. konular.
Çocukların duygularının nefret ve aşırı sevgi arasında gidip geldiği bu dönemde iyilik ve kötülük kavramlarını içeren konulara yer verilebilir.
Ancak konular erdemliliğin egemenliği ile sonuçlanan öyküler biçiminde düzenlenmelidir. İlköğretim okullarından 4. ve5. sınıflardaki
öğrencilerde realist bir anlayışın geliştiği görülür. Özellikle nesneleri kendi renkleri ile görüp boyamaya başlamışlardır. Görsellik tutkusunu
sürdürürken, bir yandan da öğrendikleri bilgileri çalışmalarına aktarırlar. Gördüğü nesnelerin doğruluğunu saptama amacı ile zaman zaman “acaba
yanlış mı yaparım” korkusu ve çekingenliği sezilir. Bu nedenle doğrudan doğruya, doğaya bakarak ya da canlı modelden, ölü doğadan çalışma
yaptırılmalıdır. Soyut biçimlere dayanan üç boyutlu çalışmalar ve tasarım çalışmaları yaratıcılığa yönlendirmek açısından önemlidir. Konular
çocuk bahçeleri, parklar, konutlar, sosyal tesislerle ilgili tasarımlar grup çalışması olarak ele alınabilir. İnsan ve hayvanların belirgin
özelliklerine yönelik heykel çalışmaları vb.
Yaşadığımız çevreden örnekler : yarışmalar, istasyon, otogar, liman, taşıt araçları, lunapark, çocuk bahçeleri, pazarda alış-veriş.
Tabiatta hayat : kardan adam, kış oyunları ve sporları, tarlada hayat, yaz tatili yaşantıları: denizde, yaylada, ormanda, kampta gezi anıları,
vb.gibi
Bayram ve şenlikler : tebrik kartları, kuklalar, sahne düzeni ve dekorlar. Atatürk köşesi için atanın hayatı ile ilgili resimler, kabartmalar vb.
Uzak çevre ve geçmişle ilgili konular : başka ülkelerdeki ve geçmişteki insanların yaşamları, efsaneler, serüven gezileri, tarihsel yapıtlar ve
anıtlarla ilgili öyküler.
Bilim ve teknik evreni : çağımızın ilginç olayları, uzay yolculukları ve yaşantıları, uzay araçları, modern yaşamın gerektirdiği taşıt ve kullanım araçları, çağın insanın ihtiyaçlarına uygun kentler, parklar, oyun alanları gibi.
Sanatçıları tanıma : 6.7. ve 8. Sınıfları kapsayan gerçekçi anlatım basamağı olarak nitelenen bu yaşlarda çocuklar tüm nesneleri ayrıntıları
ile görmeye çalışırlar. Bu nedenle resimlerinde ayrıntıları gösterme çabaları sezilir. Resim konularında kız, erkek gibi cinsiyet farklılıkları
dikkati çeker. Özgür olma duygularını kişiliklerini bulma yolunda yeni heveslerle yaratıcılıklarını dolaylı biçimde ve olumlu ölçüde yansıtırlar
konular bu özelliklere uygun olarak seçilmelidir. Bu çağ da öğrenciler bazen çocuk gibi bazen yetişkin gibi hareket ettiklerinden,
çalışmalarında belli ve değişmez bir karakter ve nitelik beklenmemelidir. Bu konuda sert eleştiriler ve zorlamalar, kendisine ve çalışmasına
olan güvenini kaybetmesine sebep olabilir. Bu dönemde öğrencilere, anlayabilecekleri seviyedeki röprodüksiyonlardan (tıpkı basım) bol bol
örnekler göstererek, karşılıklı konuşmalarla bunların incelenmesine zaman ayrılmalıdır. Sanat eserlerindeki bütünlüğün nasıl elde edilmiş
olduğu anlatılıp gösterilmelidir. Çocuklara gösterilecek röprodüksiyonları bir sıra içinde, bazılarına yönelik vererek göstermek gerekir.
Burada ölçüt, kolay anlaşılıp yorumlanabilecekten başlanarak zor anlaşılır özellikte olanlara doğru sıralanabilir.
ÇALIŞMA ORTAMI
Çocuğun kendini rahat ve özgür hissedeceği bir çalışma ortamı bulması, yaratıcılık açısından önem taşır. Bunu için en uygun mekan içerisinde
sıra yerine, masaların bulunduğu ayrıca araç-gereç dolapları ile kil sandıklarının yer aldığı, özenle düzenlenmiş, temiz ve bol ışıklı bir
atölyedir.
Çalışmalarda artık gereçlerden etkili biçimde yararlanılır. Öğrenciler hertürlü gereçleri toplayıp kullanabilirler. Örnek olarak, gazete,
paket, şeker ve kese kağıtları mukavvalar, vb. Marangoz atölyelerindeki artıklar, yanık kibrit çöpleri, dal parçaları, çıtalar vb.
Her türlü kutular. Doğal gereçler : Çekirdekler, ağaç kabukları, kozalaklar, tavuk tüyleri, kemikler vb. ****ller : şişi kapakları, teller,
tüpler, vb. Plastikler: temiz olmak koşuluyla her türlü plastik gereçler.
RESİM-İŞ DERSİNİN ARAÇ VE GEREÇLERİ
Resim-iş derslerinde kullanılacak araç ve gereçlerin en iyisi, çocuğa renk ve biçim bilinci verecek olan araç ve gereçlerdir. Çünkü, resmin
esası bunlardır. Suluboya ve renkli kalemler ile bunların kullanılmasını sağlayan diğer araçlar, özellikle başlangıçta resim-iş araç-gereçlerin
en iyisidir. Bundan sonra kurşun kalem, kömür kalem, mum boyalar, çeşitli büyüklükte fırçalar, renkli tebeşirler gelir.
İlk sınıflarda çocuğa, kalın fırçalar kullandırılır; çünkü bunlar, bir düzlem üzerine sürüldükleri zaman kalın yüzeyler meydana getirirler.
Bu da çocuğun çizgi basamağından kolaylıkla yüzey basamağına geçmesini sağlar. Bunun için çocuğa ilk zamanlarda bol bol suluboya ile resim
yaptırmak gerekir. İlk sınıfta, ambalaj kağıtları üzerine resim yaptırmak, ucuz olması bakımından daha iyidir.
Resim yapılacak kağıdın büyüklüğü önemlidir. Çok büyük ve çok küçük kağıtlara çocuk, resimleri yerleştiremez. Çocuk, çok küçük kağıtlara
resmini yapmak istediği şeyleri sığdıramaz; çok büyük kağıtlara da resmi, kağıdın neresine yapacağını kestiremez. Bunun için en uygun kağıt
büyüklüğü 15*20 cm’lik kağıtlardır. Daha sonra, resim kağıtları ve resim defterleri kullandırılır.
Resim derslerinde hiç kullanılmayacak araçlar silgi ve cetvel olabilir. Çünkü, bu araçlar, çocuğun özenli ve dikkatli resim yapmasına engel olur.
Bu araçlar kullanıldığı takdirde çocuk, duygu ve düşüncelerini gereği gibi anlatamaz. Bu gereçler, onu, düzensizliğe alıştırır; çaresizliğe
götürür. Nasıl olsa “elimde silgi var; kötü olursa siler, yeniden doğrusunu yaparım” düşüncesi, çocuğu gelişigüzel resim yapmaya götürür; onu
baştan savmacılığa alıştırır. Cetvel de çocuğun, çocukça resim yapmasına engel olur. Onu yaratıcılık yerine basma kalıpçılığa alıştırır.
DERSİN İŞLENİŞİ
Resim-iş eğitiminin amaca ulaşabilmesi için, öğretmenin derse girmesi gereklidir. Derste yapılacak etkinliklerin ders planı çerçevesinde
yeterince ayrıntılı olarak belirli bir sıra içinde belirlenmesi gerekir. Konuların işlenmesiyle ilgili olarak ders öncesinde, ders bitiminde
yapılacak etkinlikler şöyledir:
1 ) Konu : Çalışma konusu, çalışmanın yapılacağı sınıf ve ayrılacak süre ile birlikte belirlenir
2 ) Çalışma alanı : Konunun iki ya da üç boyutlu mu çalıştırılacağı; çizgisel çalışma mı; renkli,siyah-beyaz modelaj mı; yapısal çalışma mı
yaptırılacağı saptanır.
3 ) Amaç ve davranışlar : Dersin genel amaçlarına uygun olarak, konunu amaçları ve dersin sonunda çocuğun hangi davranışları kazanacağı
belirlenir.
4 ) Araç ve gereçler : Derste hangi araç-gereçlerin kullanılacağı belirlenir.
5 ) Ders öncesi hazırlıklar : Veli ile işbirliği dahil, öğretmen ve öğrencinin ne gibi hazırlıklar yapması gerektiği; getirilecek araç-gereçler;
sınıfın, varsa atölyenin hazırlanması;; öğretmenle ya da sorumlularla işbirliği gibi yapılacak tüm işler önceden planlanır. Konu ilginç
bir biçime önceden getirilmiş olmalıdır.
6 ) Öğrenciyi hazırlama : Araç-gereçler hazır olarak, dikkatlerin öğretmende toplanması sağlanır ve nasıl bir çalışma yapılacağı konusunda
kısaca teknik bilgiler verilir.
7 ) Güdüleme : Eğer konu veriliyorsa; konu öyküleştirilmiş olarak ya da herhangi bir biçimde olabildiğince çarpıcı olarak anlatılır; varsa
tiplerin ayırıcı özellikleri, özellikle vurgulanır.
8 ) Çalışmanın yapılması : Çalışmaya başlanabileceği söylenerek öğrenciler, serbestçe çalışmaya bırakılarak uzaktan izlenir. Öğrenciler
çalışmalarını sürdürürken öğretmen, sorunları olanlarla ilgilenir, gerekirse teknik konularda genel ve özel olarak açıklamalar yapar.
Öğrencileri cesaretlendirir. Araç-gereç kullanımı ve çalışma düzeni ile ilgili uyarılarda bulunur. İhtiyaç duyarsa, konunun belirgin
özelliklerini vurgulayarak çalışma bilincini ve ilgiyi canlı tutmaya çalışır. Konuyla ilgili sorular sorarak hatırlatma düzeyinde onlara
yardımcı olur. Düzeltme yaparken, “şöyle yap böyle çiz”gibi müdahalelerden kaçınır.
9 ) Çalışmanın bitirilmesi : Biten işler, değerlendirme yapılmak üzere gereken yerlere asılır ya da serilir. Öğrencilere temizliğin yapılması
hatırlatılır. Artan gereçlerin yine kullanılmak üzere yerlerine konulması sağlanır.
10 ) Sınama durumu : Konunun amacına ulaşıp ulaşmadığı, belirgin özelliklerin ortaya çıkarılıp çıkarılmadığı, öğretmenin gözetiminde, öğrenciler
tarafından tartışılır. Öğrenciler, kendi çalışmalarını değerlendirme ilkeleri ışığında değerlendirirler. Değerlendirme; “En çok kim emek vermiş?
Öyküdeki tiplere en çok kiminki uymuş? Kiminki daha belirgin? Kim kağıdı daha iyi doldurmuş? Kimler renkleri kirletmeden kullanmış, temiz ve
düzenli çalışmış? Kimlerin resimleri daha özgün olmuş?” gibi yapılır.
DEĞERLENDİRME
Çocuk resimlerinin değerlendirilmesinde kırıcı, aşalayıcı bir tavırda eleştirici ve otoriter tutumlardan kaçınmak gerekmektedir. Yapıcı ve
sevecen bir tavırla çocuğa yaklaşılmalı; konuşurken ses tonumuzu da iyi ayarlamalıyız, yumuşak ve sakin bir ton olmalıdır. Resimlerde gerçeğe
uygunluk aranmamalıdır. Çocuklar her zaman yaratıcılık ve estetik yönünden aynı gelişimi göstermezler. Bu yüzden resim-iş dersi, öğrencilerle
tek tek meşgul olmayı gerektirir.
Yapılan çalışmaları sergilemeye önem verilmelidir. Her çocuk çalışmasını sergilenmiş görmekten gurur duyar. Özendiricilik açısından, başarısız
öğrencilerin çalışmalarını bile sergilemek gerekir.
Çocukların yaratıcılık ve estetik yönünden gelişimini sağlamak için çevresini de düzene sokmak gerekir. Bunun için sınıf levhalarının asılışı,
renkleri, okul duvarlarının boyası ve bahçe düzeni gibi çocuğun çevresinin, örnek bir estetik hava içinde düzenlenmesine dikkat edilmelidir.
Değerlendirmede not, asla baskı aracı olarak kullanılmamalıdır. Çocuğun yaratıcılığını engelleyici davranışlardan kaçınılmalıdır. Notla
değerlendirme, tek bir çalışma üzerinde yapılmamalıdır. Öğretmenin takdirine göre, biriktirilen çalışmalar bütün olarak ve çocuğun genel
gelişimi göz önüne alınarak yapılmalıdır.
Değerlendirmede göz önünde bulunması gereken bazı özellikler vardır. Bunlar :
1 ) Yapılan çalışmanın özgünlüğü.
2 ) Verileni alma, uygulama ve çözümleme yetisi.
3 ) Anlatım gücü.
4 ) Zamanı, araç ve gereci kullanma yeterliliği.
5 ) Çalışmalara karşı ilgisi, isteği ve yaptığı işe kendini verebilmesi.
6 ) Düzenli çalışma becerisi.
7 ) Genel gelişimi ( Çalışmalar arasında aşama yapıp yapmadığı )
8 ) Atatürk’ün kişisel özellikleri, çeşitli yönler ve Atatürkçü düşüncede özellik taşıyan önemli yaklaşımlar, farklı sınıflarda yer verilmekle
birlikte; öğrencilerin yaş seviyelerine göre, amaçları gerçekleştirecek güncel konularla desteklenip zenginleştirilmeli; davranışlar, güncel
konularla bağlantı kurularak verilmelidir.
RESİM - İŞ DERSİNİN ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
KOPYA YÖNTEMİ
Bu yöntem, eski bir yöntemdir. Amaç; tahtaya yapılan ya da kitaptaki bir resmi, çeşitli araçlarla aynen çizmektir. Çocuk ya bakarak ya da resim
kağıdını kopya edeceği resmin üzerine koyarak şekli çizer. Bu yöntemin eğitim değeri yoktur. Çünkü, çocuğu yaratıcılığa götürmez. Hayal gücünü
geliştirici, çocuğu üretken yapıcı bir yöntem değildir. Ancak; karelere baş vurarak harita büyütmek ya da çizmek için kullanılabilir. Ders
programlarında kopya yönteminin kullanılmasının uygun görülmemesine rağmen, halen bazı öğrenciler tarafından kullanılmaktadır; bunun nedeni
öğretmenin bu konudaki dikkatsizliği olabilir.
MODELDEN ÇALIŞMA YÖNTEMİ
İlk olarak 1832’lerde Almanya’da kullanılmıştır. Geometrik şekillerle resim yapma amacına yöneliktir. Bu yönteme göre güzel olan, geometrik
olandır. Bu yöntem ilkokullar için sakıncalıdır; genelde liselerde kullanılır. Akademiktir ve uzmanlık ister. Daha sonra bu yöntem, “doğadan
resim yapmaya” çevrildi. Bu da ilkokul için pek kabul edilmiyor; bunun için çocuğun en az 12 yaşına gelmesi gerekiyor.
ÇÖZÜMLEME VE BİREŞİM YÖNTEMİ
Bu yöntemde önce konu, çocuğa söylenir. Çocuk, konuyu çözümler; yani parçalarına ayırır; konuyu düşünür, hisseder, tasarlar; sonra kendi
yaratıcılığını da ortaya koyarak konuyu yeniden düzenler ve öylece kağıda yansıtır. Çocuğun dinlediği bir öyküye uygun bir resim yapması da
bu yönteme girer. Bu yöntemde çocuğun konu dışına çıkarak imgeleme yardımıyla yani nesneler düşünmesi ve bunu resimle anlatması eğitsel bir
değer taşır. Bilimseldir, yaratıcılığı geliştirir; bu yüzden , çözümleme ve bireşim yöntemi, ilkokulda sıkça zaman zaman kullanılmalıdır.
GÖZLEM VE İNCELEME YÖNTEMİ
Bu yöntemde konu dikkatle incelenir. Önemli noktaları önceden saptanır. Bir takım notlar ve krokilerden yararlanılarak bir yerin resmi yapılır.
Bu yöntem de ilkokulun ilk yıllarında uygulanamaz. Ancak, ilkokul yedinci sınıftan itibaren kullanılabilir.
ARAÇSIZ YÖNTEM
Bu yöntem, çocuğun hiçbir araçtan yararlanmadan kendiliğinden resim yapmasını sağlayan bir yöntemdir. Konu verilmez. Çocuğa, “ne hissediyorsan,
seni sevindiren, üzen, kızdıran ne ise ya da sevdiğin bir şeyin resmini yap” dediğimiz zaman, bu yönteme uygun bir ders işlemiş oluruz. Çocuğun
kendini en iyi ifade edebildiği bir yöntemdir; kendi düşündüğünü etki altında kalmadan yapar.
TOPLU ÇALIŞMALAR
Bu yöntem çocuklarda paylaşma alışkanlığını geliştirir. Üretme, birlikte çalışma vardır. Grupla çalışılır. Genelde 2 kişilik gruplar oluşturulur.
Grupların gönüllü olması gerekir. Çalışmalarda konu verilir.
PSİKOLOJİK YÖNTEM
Bir konu verilir. Bu yöntemde çocuk bir konu aracılığıyla kendi iç dünyasını yansıtır. En iyi yöntem budur. Çözümleme ve bireşim yöntemine benzer.
Bu yöntem, aynı zamanda çocuğun sorunlarını da tanımaya yardım eder; kişiliğin tanınmasına ve gelişmesine olanak sağladığı için değerli bir
yöntem sayılır.Çocuklar, yalnız çizdikleri nesneleri değil, aynı zamanda kendilerini anlatırlar. Sözle anlatamadıkları heyecanlarını,
sevinçlerini, korkularını, ilgilerini resimlerinde dile getirirler. Çocuk resimlerine bakarak, onun psikolojik portresini tanıyabiliriz.
Çocuk, kendisine göre önemli olan nesneleri büyük ya da küçük çizer. Sözgelimi babayı, anneye ve çocuğa göre daha büyük çizen çocuk, babayı
otoriter bir kişi olarak algılıyor demektir. Yüzü belli belirsiz bir köşeye çizilmiş küçük kardeş, annesinin kendisine olan ilgisini çalabilecek
bir tehdit, kıskançlık anlamı taşıyabilir. Çocuk resim yapmaktan haz duyduğu için resim yapar; yoksa sorunlarıyla ilgili bilgi vermek için değil.
Ama resimler, onların sorunlarını da içerir. Konusu öğretmen tarafından ustaca düzenlenmiş çocuk resimlerinden, çocuğun kendi duyguları,
ailesinin ekonomik ve toplumsal yapısı, aile içi ilişkileri ile derste ağzından alamayacağınız bilgileri öğrenebiliriz. Kuşkusuz amaç,
öğrencinin özel hayatına duyulan ilgi değildir. Bu bilgiler, alacağımız eğitimsel önlemlere temel olarak kullanılabilir.
Resim dersinin öğretimin de dikkat edilecek en önemli nokta, öğrencilerde ilgi uyandırmak ya da onları güdülemektir. Bu, çocuğun bir “iş yapmak”
gereksinimi duyması demektir. Bunun için de temel gereksinmesinden yararlanılır. Örneğin, beğenilmek ve takdir edilmek çocuğun gereksinmesidir.
Bu gereksinmeyi doyurmak için “Bakalım kiminki daha iyi olacak? Kiminki iyi olursa, onun resmini duvara asacağız?” demek bir güdülemedir.
İkinci olarak, dikkat edilmesi gereken bir nokta da yapılacak işle ilgili bütün araç ve gereçleri çalışma yerine getirmektir. Araç ve gereç
olmadan resim dersi yapılamaz. İşe asıl eğitsel değeri kazandıracak olan da budur. Kimi işlerin yapılması işbölümü gerektirebilir. Bu durumda,
her öğrenciye kendi ilgi ve yeteneklerine göre iş verilir. Resim-iş eğitimiyle ilgili en önemli alışkanlıklardan biri de kullanılacak
araç-gereçlerin bakımına gösterilen önemdir. Darmadağınık ve kirli durumda olan araç ve gereçler, çocukların ruhları üzerinde de olumsuz
etki yaratır.
İlkokula yeni başlayan çocuklara ilk 2-3 hafta içinde bol bol resim yapma alıştırmaları yaptırılmalıdır. Bunun iki önemi vardır : Çocukların
iç dünyalarını tanımaya çalışmak; çocukların resim yapma bakımından içinde bulundukları resim yapmadaki düzey hakkında bir fikir edinmek.
Resim-iş dersi için önemli olan ikincisidir. Çünkü; yöntem bakımından çocuğa yapılacak yardım, bu gelişim basamağı ile ilgilidir. Okula
ilk gelen çocuk, genellikle “karalama” ve “ad verme” basamaklarından geçmiştir. Bunun yanında, sınıfta bu basamakta olan birkaç çocuk da
bulunur. Bu gibi çocuklara bol bol resim yapma olanağı verilmelidir. Resim dersi, diğer derslere göre, öğretimi en kolay olanıdır; bu konuda
biraz ilgi ve anlayış yeterlidir.
Okula gelen çocukların resimleri incelenirse, bunların : Kendiliğinden, çizgilerle; öğretmenin etkisiyle, yüzeylerle; hareket halindeki
konularla resim yaptıkları görülür. Dağ manzaraları ve perspektif resimlere son sınıflarda yer verilir.
Resim öğretiminde esas, çocuğun konu ile yakınlığını sağlayarak çocuğa bol resim yaptırmak ve daima bulunduğu basamaktan bir yukarı basamağa
çıkmasına rehberlik etmektir. Aynı şeyi resim yapma tipleri için de düşünebiliriz. Çocuk, zamanla karışık tipe doğru götürülmelidir.
Aslında bunlar arasında da bir ilişki vardır. Konuyu bütünüyle görenler, resmi çizgi ile yapma eğilimindedirler; fakat, resim öğretiminde
amaç, çocuğu basamaklardan geçirmektir.
Çocuğun, çizgi ile resim yapmaktan yüzeyle resim yapmaya geçmesi için kalın fırça ya da kesme - yapıştırma ile resim yapma alıştırmalarına
gerek vardır. Kimi zaman, “bunlar böyle çıplak oldu, bunları giydirelim.” demek de yararlı olur.
Çocuk, ilk sınıfın ikinci yarısından başlayarak hareketli resimler yapmaya da alıştırılır. Bunun için çocuğa, “şimdi de bu köpeği koşarak yap”
denebilir. Bu oldukça ileri bir basamaktır. Bunda çocuğu fazla sıkmamak gerekir.
Dördüncü ve beşinci sınıflarda dağ manzaraları ve üç boyutu gösteren resim yapma denemelerine girişilebilir. Fakat bunda da acele etmemek gerekir.
Çocuklar özellikle ilk zamanlarda, büyükçe bir kağıdın bir köşesine küçük bir resim yaparlar. Bunun yanında, başka neler olduğuna dair
sorular sorulur ve onları da yapması istenir. Böylece, çocuğun yaptığı resim zenginleştirilmiş olur.